Adım Sema, 18 yaşında, Lise mezunu bir kızım. Annem Saliha ile beraber yaşıyorum. İki yıl önce babamı kaybettik. Bu iki yılda maddi ve manevi çok sıkıntılarımız oldu. Dedem ve babaannem annemi hiç sevmezlerdi. Babam, kendilerinin bulduğu bir kızla evlenmeyip annemle evlenince, hem babamı hem de annemi dışlamışlardı. Beni bile zaman zaman diğer torunlarından ayırdıkları oluyordu. Annem Saliha ise dünya iyisi bir insandır. Buna rağmen bize böyle dışlayıcı davranmaları bizi çok üzüyordu. İki göz bir gecekonduda babamdan kalan malullük maaşı ile geçinmeye çalışıyorduk. Ben bir giyim mağazasında iş bulup çalışmaya başladım. Tesettür giyim satan, iki katlı büyük bir mağaza idi.

Mağaza sahibi Tahir Bey adında çok efendi, kibar bir beydi. Mağazaya gireli iki ay olmuştu. Mağazanın temizlik, yemek işlerini yapan bir abla vardı. Kendisi işten çıktı. Bir ilan verip eleman aramaya başladılar. Benim aklıma annem gelmişti. Kendisi de çalışmak istiyor, uygun bir iş arıyorduk. Akşam anneme durumu anlatınca, mağaza sahibi ile konuşmamı söyledi. Kendisi uygun bulmuştu. Ertesi gün Tahir Bey ile konuşunca, annemin hemen işe başlamasını söyledi. Görüşmeye bile gerek kalmadan annem işe başladı. Elimiz biraz rahatlamıştı. Ana kız aynı işyerinde çalışıyor, beraber gidip, beraber geliyorduk…

Tahir Bey evli ve bir oğlu, bir kızı olan biriydi. Karısı zaman zaman mağazaya gelirdi, çok hanım bir kadındı. Kızı ilkokula giden çok şeker bir çocuktu, oğlunu ise görmemiştim. Tahir Bey benimle özel olarak ilgileniyor, bana ara sıra iltifatlarda bulunuyordu. Bana karşı bir ilgisi olduğu belliydi. Ben 1.65 boyunda, zayıf, beyaz tenli bir kızım. Pek güzel olduğumu söyleyemem, ama alımlıyımdır. Açıkçası ben de ona karşı boş değildim. Kendisi okumuş, hoş bir beydi. Çok güzel konuşurdu. Birbirimizle bir süre sonra mesajlaşmaya başladık. Akşamları fırsat buldukça telefonla konuşuyorduk.

Bir gün mağazanın üst katında tek başıma raflardaki elbiseleri düzeltiyordum. Akşama doğruydu. Mağazada müşteri de yoktu. İşime dalmış çalışırken, arkamdan bir elin belime dolandığını fark ettim. Çok korkmuştum. Geri dönüp bakınca Tahir bey olduğunu gördüm. Yanağıma bir öpücük kondurdu. Ben çok utanmıştım. Belime sarılmış yanağımdan sürekli öpüyordu. Elini karnımda gezdiriyordu. Ben ise utanmıştım, ama çok da hoşuma gitmişti. Tahir bey kulağıma, beni çok sevdiğini, çok beğendiğini söylüyordu. Yavaşça beni elimden tutup soyunma kabinlerinden birine soktu. Perdeyi çektiğinde daracık alanda tek başımıza kalmıştık…

Tahir bey yanağımı öpüyor, gömleğimin üzerinden memelerimi okşuyor, sıkıyordu. Başımda mor renkli bir türbanım, beyaz bir gömleğim ve altımda geniş ve uzun bir eteğim vardı. Tahir bey çıldırmış gibiydi. Ben sesimi çıkaramıyordum. Elini eteğimin altından sokup bacaklarımı ve popomu okşuyordu. Daha sonra Tahir bey elimi pantolonuna götürüp, kabarmış duran önüne sürtmeye başladı. Nefes alışverişi hızlanmıştı. Tahir beyin sikini hissediyordum. Sanki kalın ve büyük bir patlıcan gibiydi. O sırada Tahir bey fermuarını indirip sikini ortaya çıkardı. Kocaman bir şeydi. “Bak yavrum, buna yarak derler, hadi tut onu, korkma!” diyerek elimi sıkıca tutmuş, sikinin üzerinde götürüp getiriyordu. Elim kocaman sikinin yanında küçücük kalıyordu.

Tahir bey beni omuzlarımdan tutarak çömeltti. Ağzımı açmamı söyledi. Ben çok korkmuş bir haldeydim, o ne derse yapıyordum. Ağzımı açtım. Yarağını ağzıma soktu. Ben başımı çekmek istedim, ama başımı sıkıca tutmuş, yarağını ağzımın içine doğru bastırıyordu. Kocaman yarak ağzıma sığmıyordu. Dondurma yalıyormuş gibi yalamamı istedi. Ben de dediğini yapmaya başladım. Sanki ağzımda bir külah dondurma varmış gibi yarağını yalıyordum. O da başımı okşuyor, kısık sesle, “Ohh yavrum, yala, yala!” deyip duruyordu. O sırada ne olduğunu anlamadan ağzımın içine boşaldı. Daha önce hiç tatmadığım sıcak ve yapışkan dölleri akmaya başladı. Midem bulanmıştı, başımı çekmek istesem de başıma bastırdığı için yapamıyordum…

Daha sonra yarağını ağzımdan çıkardı. Ağzımın içi dölle dolmuştu. Kusacak gibi oldum. Ağzımın içi vıcık vıcıktı. Dölleri başımdaki türbanıma, gömleğime bulaşmıştı. Tahir bey ise cebinden bir paket kağıt mendil çıkarıp, yarağını ve ağzımın kenarını sildi. Beni ayağa kaldırıp, “Seni çok seviyorum aşkım!” dedi ve beni orada bırakıp gitti. Aynada kendime bakarak, yüzümde, türbanımda ve gömleğimdeki dölleri sildim. Ama silsem de iz yapmıştı. Elim yapış yapış olmuştu. Kabinden çıktım. Bir süre daha üst katta kaldım. Daha sonra kimse görmeden lavaboya girip, elimi yüzümü yıkadım. O gün hayatımda ilk defa bir adamın sikine dokunmuştum, ağzıma almıştım ve ağzımla boşaltmıştım. Yaptığıma çok utanmıştım, ama Tahir beyi seviyordum.

Bir süre sonra Tahir beyle aramdaki ilişkiyi annem fark etti. Benimle bu konuda tartışmaya başladı. “Ben Tahir beyi seviyorum!” dediğim zaman suratıma okkalı bir tokat attı. Oysa bu zamana kadar bana en küçük bir fiske bile vurmamıştı. Yaptığımın yanlış olduğunu, onun evli barklı bir adam olduğunu söyleyip, beni caydırmaya çalışıyordu. Tahir beyin göründüğü gibi iyi biri olmadığını, ona dikkat etmem gerektiğini söyledi. Ben bunlara inanmıyordum. Tahir beyin de beni sevdiğini ve benimle evlenmek istediğini anneme söyledim. Ama annem bana Tahir beyi kötülemeye devam etti. Böylece ana kız birbirimize küstük. Annem beni anlamak istemiyordu. Mecbur kalmadıkça konuşmuyorduk birbirimizle…

Bir gün işyerinde mutfağa girecekken, içerde annemle Tahir beyin konuştuğunu duydum. Kısık sesle konuşuyorlardı. Kulak kesilip dinlemeye başladım. Annem Tahir beye, “Kızımın peşini bırak, o daha çocuk. Aklını başından aldın, onu kandırmana izin vermem. Hem bana, hem kızıma iş atıyorsun, pis herif!” dedi. Tahir bey de, “Beni yanlış anlıyorsun, evet o bir hataydı. Tamam, ama lütfen bana bu şekilde davranma!” dedi ve annemin elini tutmaya çalıştı, ama annem elini çekti. Aklım başımdan gitmişti. Tahir bey anneme de ilgi duyuyormuş meğerse. Belki de annem Tahir beyi kaybetmemek için bana sürekli onu kötülüyordu…

Akşam evde fark ettirmeden annemim cep telefonunu karıştırmaya başladım. Tahir beyin bana yazdığı mesajların benzerlerini annemin telefonunda da gördüm. O akşam annemle çok kötü kavga ettim. Anneme Tahir beyle arasında ilişki olup olmadığını söylemesini istedim. Annem ilk başta yok dese de, sonunda aralarında bir ilişki olduğunu kabul etti. Bunu söylerken yüzüme bakamıyordu. Ona nasıl olup da babamı aldattığını sordum. Ağlayarak içeri odaya gitti. Bu zamana kadar Tahir beyle arasındaki ilişkiyi nasıl gizlediğini anlayamıyordum. Ben de odama geçip hıçkırarak ağlamaya başladım. Annemden nefret ediyordum, ilk defa aşık olmuştum, ama annem sevdiğim adamı elimden almaya çalışıyordu…

Açıkçası bunu yapabilirdi de, çünkü annem güzel bir kadındı. Aynı boydaydık, ama annem balık etliydi. Babamı da bu güzelliği ile kendisine aşık etmiş zaten. Tesettür ona çok yakışıyordu. Babam, bu güzelliği yüzünden annemi tek başına sokağa çıkartmazdı. Annemin babam yaşarken başka erkeklere yan gözle bakması mümkün değildi, böyle bir şeyi zaten hayatta yapmazdı. Ama şimdi yalnız ve dul bir kadın olmak, onun da benim gibi duygularına yenilmesine sebep oluyordu anlaşılan.

Ertesi sabah ben işe erkenden tek başıma gittim. Annem benden sonra geldi. Yüzüme bakmıyordu. Saat 10:00 gibi Tahir bey geldi. Bana yine iltifatta bulunuyordu, ama ben yüz vermiyordum. Bu şekilde birkaç gün geçti. Tahir bey bana aynı şekilde davranırken, ben yine yüz vermiyordum.

Birkaç gün sonra Tahir bey akşam mağazada genel bir temizlik yapılacağını söyledi. Annemden kalmasını istiyordu. Kızlardan birine de kalmasını söyledi. Diğer herkes evine gidebilirdi. Ben de mesai bitince çıkacaktım. Bu arada annemle konuşmamaya devam ediyordum. Saat 19:00’da mağazadan herkes çıktı. Ben de çıkıyormuşum gibi yapıp içerdeki kabinlerden birine saklandım. Perdenin kenarından içeriye bakıyordum. Tahir bey kalan kıza, “Herkes gitti mi?” diye sordu. Evet cevabını alınca, kıza, “Tamam, sen de gidebilirsin! Temizlik işi iptal oldu. Ben de birazdan çıkacağım!” dedi. Kız da, “Ozaman Saliha ablaya haber vereyim!” dedi. Ama Tahir bey, “Sen bekleme, ben söylerim!” dedi. Bunun üzerine kız da çıktı gitti, Tahir bey de mağazanın kapısını içerden kilitledi, ön taraftaki ışıkları da söndürdü. Şimdi mağazada annemle tek kalmıştı. Bir de ben vardım tabii, ama benden haberleri yoktu…

Tahir içeriye mutfağa geçti. Annem de oradaydı. Ben kabinden çıkıp yavaşça o tarafa doğru yürüdüm. Kapı açıktı. Tam karşı tarafta duvardaki aynadan mutfak görünüyordu. Aynaya bakarak izlemeye başladım…

[Sema]