Öncelikle herkese merhaba. Benim adım Yeşim ve şuan 22 yaşında, üniversite öğrencisiyim. Fakat anlatacağım seks hikayesi , lisede yaşamış olduğum bir hikaye. Ve benim için çok özel bir liseli sikiş hikayesi, çünkü benim yaşamış olduğum ilk deneyimdi. Bugün o zamanları hatırlarken yüzümde bir tebessüm ve aynı heyecanla hatırlıyorum. Neyse, çok uzatmadan direk hikayeye başlayayım.
Anlatacağım liseli sikiş hikayesinde ben 17 yaşındaydım ve lise 3‘teydim. O zamanlar kendi halinde takılan bir kızdım. Çok popüler bir kız değildim ama güzel olduğum için birçok erkek tarafından çıkma teklifi aldım. Fakat hiçbirini kabul etmedim, çünkü hoşlandığım bir çocuk vardı ve başkası ile sevgili olup, onunla birlikte olma ihtimalimi çöpe atamazdım. Üstelik arada sırada göz göze geliyorduk, yani onda hoşlandığımı belli edecek bakışları ondan esirgemiyordu. Sonunda da istediğim oldu. Çocuğun adı Çağdaş’tı ve okulun basket takımındaydı. Okulda oldukça popüler bir çocuk olmasına rağmen, kimseyle muhatap olmaz, genelde tek başına takılırdı. Sanırım onu cool yağan şey de buydu. Okulun kızlarının e az yarısı çocuğu oldukça çekici bulurdu ama o kola kolay kimseye yüz vermezdi. Sadece bir kere göz göze geldiğimizde bana gülümsedi ve o andan itibaren çocuğa düştüm. Neyse bu kısımlar çok da önemli değil, sonuç olarak Çağdaş bir gün, okul çıkışında geldi ve durağa kadar beraber yürümeyi teklif etti. Ben de kabul ettim. O yürüyüş sırasında da benden hoşlandığını söyledi. O kadar heyecanlandım ki, “ben de senden hoşlanıyorum” diyemedim. Atladım otobüse kaçtım. Ancak 1 saat sonra ne yaptığımı fak edince, sosyal medyadan mesaj atıp, benim de ondan hoşlandığımı söyledim.
O günden sonra hayatım birden, bir peri masalına döndü. Hem okulda, hem okul dışında sürekli beraber takılmaya, birlikte bir şeyler yapmaya başladık. Okuldakilerin de tabi hemen haberi oldu ve hemen herkes kıskanan gözlerle bize bakıyordu. Ben ise Çağdaş’ı tanıdıkça çok daha fazla sevmeye başladım. Oldukça bilgili, havalı, esprili, içten ve şefkatli bir çocuktu. O buz gibi görünen karakterinin altından tam bir ideal sevgili çıktı. Biz de gün geçtikçe daha da akınlaştık. İlk günlerde elini tutarken kalp krizi geçirecek gibi olurken, daha sonra sarmaş dolaş olmaya, yer yer öpüşmeye, şakalaşmaya başladık.
Bazen okul çıkışlarında, bazen de hafta sonları mutlaka buluşur bir şeyler yapardık. Tabi, o zamanlar bizim ergen olduğumuz ve libidomuzun yüksek olduğu zamanlar. Ama aramızda şimdiye kadar hiç öyle bir şey olmamış. Onda da bana karşı herhangi bir şey hissetmedim. Tam evlenilecek erkek gözüyle bakıyorum. Bazen yanlaştığımızda, onun elindeki telefona bakarken falan göğüslerimi dayayarak konuşuyorum. Ya da bazen o bir şey anlatırken elini bacağıma koyuyor falan. Aramızdaki en büyük cinsellik bu.
Bir gün hava güzel diye okulu kırdık ve birlikte sinemaya gitmeye karar verdik. Gündüz seansı zaten oldukça boştu. Biz de en önlere oturmayalım, biraz uzaktan seyredelim diye arka sıralardan aldık bileti. Sürekli anı sinema salonuna gidiyorduk, çünkü koltukların arasındaki kol koymak için yapılan yer kalkabiliyordu. Biz de rahatça, sarılarak ya da birbirimize yaslanarak izleyebiliyorduk. O gün, Çağdaş’a yaslandım ve dirseğimi onun bacağının üstüne koydum. O da omzumdan sarılıp, kendisine daha rahat yaslanmamı sağladı. İşte o zaman hiç benden beklenmeyen bir şey yaptım. Bilerek ve isteyerek dirseğimi onun penisinin üstüne koydum. Şimdi düşününce nasıl cesaret ettim şaşırıyorum ama yaptım bunu. Bu şekilde 5-10 dakika bekledik. Ben dirseğimin altındaki penisin sertliğini hissediyordum ama inatla çekmiyordum. Çağdaş da hiçbir şey yokmuş gibi sessizce oturuyordu. Sonra dirseğimi biraz kenara ittirdi. Ya rahatsız olmuştu ya da artık canı acımıştı. Fakat ikisi de değilmiş. Elimi tuttu ve penisinin üzerine koydu. O an yüreğim deli gibi çarpmaya başladı. Çünkü penisini pantolondan çıkarmıştı. Ben her ne kadar heyecanlansam da penisini tuttum. Sadece tuttum ama o kendi eliyle benim elimi bir aşağı bir yukarı götürerek kendisine mastürbasyon yapıyordu. Birkaç dakika da böyle geçince artık bıraktım. Bu olayı kendim başlatmıştım ama biraz rahatsız oldum.
Çağdaş’ın penisini bıraktım ve ne düşündüğünü anlayabilmek için yüzüne aktım. O da bana bakıyordu. Omzumdaki elini yanağıma koydu ve dudaklarımdan öptü. Sonra da kafamı aşağıya doğru çekip, penisine doğru götürdü. İtiraz bile edemeden siki dudaklarıma değmişti. Öyle bir niyetim yoktu ama biraz bastırınca ağzımı açtım. Oldukça sevdiğim çocuğun siki ağzımın içindeydi. Artık yapacak bir şey yoktu, sadece onu memnun etmek için elimden geldiğince iyi bir şekilde emmeye başladım. Bu benim hayatımın ilk sakso deneyimiydi ve itiraf etmem gerekirse kendimi kötü hissetmiştim. Çok geçmeden ani bir hareketle kafamı kucağında çekti. O ara boşaldığını ve ağzıma boşalmamak için beni yukarı çektiğini anladım. Oldukça romantik ilerleyen ilişkim birden liseli sikiş hikayesine, ergenlerin kaçamağına dönüşmüş gibi geldi. Burada okuduğum seks hikayelerinin kahramanı olmaktansa, romantik bir ilişkinin prensesi olacağımı düşünmüştüm.
Hiçbir şey demedim, hiçbir duygu belirtisi göstermedim. Oturup filmi izliyormuşum gibi yaptım. Sinemadan çıkınca bu konu hakkında birbirimize hiçbir şey söylemedik. Niye bilmiyorum ama aramızda ufak bir soğukluk oldu.
Eve gidince bu konuyu uzun uzun düşündüm ve dayanamadım, mesaj attım. Biraz bu konu üzerine konuştuk. Bana beni ne kadar sevdiğini, benimle ne kadar mutu olduğunu, geleceğini benimle inşa etmek istediğini söyledi. O adar güzel şeyler söyledi ki, ben de her şeyimle onun olmayı kabul ettim. Bir hafta sonra bana bir sürprizi olduğunu söyldi ve yine okulu kırıp Büyük Ada’ya gittik. Orada günlük ev kiralamış, gül yaprakları dökmüş yere, şarap almış. Birkaç saat oyalandıktan sonra öpüşmeye başladık. Bir yandan da bana dokunuyordu. Önce göğüslerime dokundu, sonra da eteğin altından bacak aramı okşamaya başladı. Aşırı derecede ıslanmıştım ama bir yandan da çok heyecanlanıyordum. Birden durdu ve “Bunu yapmak istediğine emin misin” diye sordu. Aslında korkmama rağmen ve tereddüt etmeme rağmen evet anlamında kafamı salladım. Yatakta uzanıp öpüşürken bir yandan da hem kendi kıyafetlerini, hem de benim kıyafetlerimi çıkarıyordu. Tamamen çıplak kalınca bacaklarımın arasına girip yüzüme baktı. Sikini tam amıma dayadı ama içine girmedi. Eğilip dudaklarımdan bir kere daha öptü ve yavaş yavaş sikini içime doğru itmeye başladı. Ben onun kollarına tutunmuş, sımsıkı sıkıyordum. İçime girdiğinde “Ahhh” diye derin bir nefes verdim. Tekrar dudaklarıma yapıştı ve dakikalarca dudaklarını ayırmadan içime girip çıktı. Ben hala kollarını sıkmaya devam ediyordum. Sonra siki sanki kalp gibi bir kasılıp bir gevşemeye başladı. “Ahh” deme sırası ondaydı. İçime boşaldıktan sonra yanıma uzandı ve bana sarıldı. Özür diledi, keşke prezervatif kullansaydık dedi. Hamile kalırsam, çok iyi bir baba olacağına dair espriler yaptı. Ben ise hiçbir şey söylemeden ona sarılıp biraz uyumak istedim.
Benim liseli sikiş hikayem böyleydi. Belki buraya yazacak kadar iyi bir seks hikayesi değildir ama benim için çok özel bir andı. Belki liseli sikiş hikayesi deyince sizin kafanızda daha farklı bir seks hikayesi canlanmıştır ama elimizdeki olay bu.
Şimdi ikimiz de farklı şehirlerdeyiz ve görüşmüyoruz. Fakat dürüst olmak gerekirse hala seviyorum. Bugün gel dese, her şeyi bırakır giderim.