Meliha Hanım siyah topuklu ayakkabılarının uçlarına basarak mermer basamakları çıkarken bir taraftan da götünü çalkalıyordu hemen önümde. Siyah kadife elbisesinin altına külot giymemişti, sanki götünün yanaklarının her bir oynamasını sinema filmi gibi izliyordum. Yatak odasının kapısını açarken elimi tutmaya devam ediyordu. Yüreğim küt küt atarken içeri geçtim peşi sıra. Numan Bey sağdaki ikili koltukta çıplak bir halde oturmuştu. Hanife hemen önünde giyinik halde dizüstü çökmüş, yarağını almıştı ağzına. Numan Bey keyifli keyifli inlerken bir yandan da pis pis sırıtıyordu. Hanife ise bizim geldiğimizi anlamasına rağmen sıkıca tuttuğu yarağı iştahla somurmakla meşguldü.

Derken Numan Bey, “Soyunup yanıma otur Tahsin!” diyerek koltuğun boştaki minderine vurdu. Kalp atışlarım tavan yapmıştı, oysa Meliha Hanım gülümsüyordu çok rahat bir şekilde. Yediğim tatlı bulamacın ve Meliha Hanımla öpüşüp okşamalarımızın üstüne bir de bu manzara eklenince yarağım ister istemez sertleşmişti. Üstümdekileri çıkarıp çıplak kaldığımda sertleşen yarağım önümde sallanıyordu. Numan Beyin yanına utana sıkıla oturdum. Gerçi içinde olduğum durumda utanıp sıkılacak bir hal kalmamıştı artık.

O an Hanife başını kaldırıp nihayet baktı bana. En az Numan Bey kadar keyifliydi. Ağzının kenarından tükürük akıyordu. Numan Bey saçlarını okşarken yeniden yarağı kaptı, ağzına soktu. Yarak ağzında kaybolurken Numan Beyden hırıltılı bir inilti çıktı. Başını koltuğun sırtına yaslayıp gözlerini kaparken, Meliha Hanım önümde dizlerinin üstüne çöktü Hanife gibi. Kavradığı yarağımı bir süre okşadıktan sonra ağzına aldı. Keyifle inledim, gözlerimi kapadım. İki erkek yan yana oturmuştuk ve karılarımız önümüzde, yaraklarımız da ağızlarındaydı. Ancak adresler farklıydı.

Numan Bey rahat hareketlerle Hanife’nin saçlarını, yanaklarını okşarken ben Meliha Hanıma dokunmaya çekiniyordum. Büyük taşlı iğnelerle sabitlediği parlak kırmızı türbanı tavandaki LED ışıkların altında parlıyordu. Elimi attım, yağ gibi kaydı elim üzerinde. Beyaz yanaklarını okşadım bir süre. Meliha Hanım yarağımın kafasını dillerken kahverengi gözlerini açmış memnun memnun gülümseyerek bakıyordu bana. Sağ eliyle sıkıca tutmuştu yarağımı, sol eliyse taşaklarımdaydı.

Hanife yanı başında Meliha Hanımın yarağımı kapmasına bozulmuş gibiydi. Yan gözle bakıyordu bana Numan Beyin yarağı ağzında olmasına rağmen. Kızmış, sinirlenmişti. Ve bu kızgınlığını Numan Beyin yarağını ağzının en derin noktalarına kadar almaya çalışarak bir nebze azaltmaya çalışıyordu. Kusacak gibi oldu birkaç kez ama kendini tuttu. Hızlı hızlı, sadece başını değil tüm gövdesini kaldırıp indirerek alıyordu ağzına yarağı. Sanki beni kıskandırmaya çalışıyordu. Numan Bey yine çok keyifliydi. Meliha Hanım ise Hanife gibi kocasını kıskanma huyunda olmadığından gayet sakin ve rahattı. Hanife gibi haşin bir şekilde davranmıyordu, yarağımın her bir noktasını dilleyip yalıyor, parlatıyordu. Bütün bunları sakince, yavaş yavaş yapıyordu. Hanife’yi sinirlendiren bir durum da onun bu sakinliğiydi.

Zaman ilerlerken Hanife yarağı çıkardı ağzından. İrileşip sertleşmiş yarak tavana doğru sallanıyordu. Benimki kadar vardı boyu, ekranda daha büyük görünmüştü. Benimkinden büyük olsa belki içerler, bozulurdum, ama şimdi rahatlamıştım. Hanife birden, “Meliha Hanım sen böyle geç!” dedi ve sol omzundan tutup sarstı. Meliha Hanım şaşırarak baktı Hanife’ye, ama Numan Bey araya girip, “Doğru söylüyor Meliha, biraz da yer değiştirin bakalım!” deyince Meliha Hanım ses etmeden dizlerinin üstünde yana kaydı.

Onun yerini bu kez Hanife aldı. Yarağımın kökünü sıkıca tuttu ve birden ağzına soktu kafasını. Keyifle inleyecekken, birden, “Ahhh!” diye bir feryat çıkardım. Hanife dillemek yerine yarağımın kafasını ‘Hart!’ diye ısırmıştı çünkü. “Amına koyduğumun karısı, ne yapıyorsun sen?” diye öfkeyle bağırdığımda, Hanife, “Kusura bakma canım, çok azdım çünkü!” dedi pis pis sırıtarak. Yalan söylediğini Numan Bey de anlamıştı, “Hanife burada kıskançlık yapacak bir şey yok, biz bizeyiz. Sana ne dedim ben, artık karı kocayız hepimiz, onun için böyle şeyler yapma, sakin ol!” dedi gülümseyerek. Meliha Hanımın bana yaptığı konuşmanın bir benzerini Numan Bey de Hanife’ye yapmıştı anlaşılan.

Hanife bu sözler üzerine sakinleşti ve yarağımı emmeye, yalamaya başladı. Meliha Hanım ise kocasının yarağını ağzına almaktan pek memnun değil gibiydi. Hanife gibi o da şimdi yan gözlerle bana bakıyordu. Bana yaptığı gibi pembe uzun dilini çıkarıp kocasının yarağının kafasına dil darbeleri atıyor, dibinden kafasına kadar yalıyordu. Hanife’nin ısırığından sonra iştahlı saksosu keyfimi yerine getirmişti. İki elimle kavradığım saçlarını çekiyordum. Hanife Numan Beye yaptığından daha iyi şekilde yapıyordu. Kocasını başka bir kadına kaptırmak sinirlendirmişti çünkü onu. Uzun uzun ağzında tutup çıkarıyordu yarağımı.

Bulamacı iyi ki yapmış ve yedirmişti bana. Yoksa boşalmanın üstüne pörsüyüp, kalkmaz hale gelecek yarağım şimdi ağzını doldurmaz olacaktı. Hanife geleceği görüp ona göre davranmıştı. Numan Bey ise pis sırıtışı eşliğinde Meliha Hanımın yanaklarını, parlak türbanı üstünden de başını okşuyor, “Harikasın hayatım, çok güzel, devam et!” diyerek dudaklarını ısırıyordu. Kocasının keyifli haline karşın Meliha Hanımın yüzünde keyifsiz bir ifade vardı. Hanife’nin yerinde olmak istediği çok barizdi.

İçimizde patron Numan Beydi ve onun, “Tamam, hadi sikişe geçelim artık!” sözüyle Meliha Hanım kocasının yarağını emmeyi bırakıp ayağa kalktı. O kalkarken Hanife de istemeye istemeye doğruldu. Numan Bey, “Hanımlar soyunun bakalım!” dediğinde Hanife bir çırpıda soyundu. Sutyen takmamıştı, ama eteğinin altına külot da giymemişti. Yeni tıraş ettiği amının etrafında ıslaklık vardı. Meliha Hanım başına sıkıca bağladığı parlak kırmızı türbanını Hanife’nin de yardımıyla açtı. Uzun sarı saçları sırtına dökülürken, Hanife kadife elbisenin sırtındaki fermuarını indirdi. Meliha Hanım boynundaki inci kolyenin ardından elbiseyi zarif hareketlerle çıkartırken harika vücudu da açığa çıkıyordu. O da Hanife gibi külotsuz ve sutyensizdi. Parlak beyaz kalçaları, tertemiz tıraşlı amının büyük etli dudakları karşımdaydı. Tıpkı Hanife’ninki gibi onun da amında ıslaklık vardı.

Numan Beyin bir şey demesine kalmadan Meliha Hanım ferforje karyolası olan büyük yatağa uzandı, Hanife de aynı şekilde uzandı yanına. Numan Bey hemen Hanife’nin üzerine uzanırken, Meliha Hanım elini bana doğru uzatıp, “Hadi gel!” dedi fısıltıyla. Bu şehvet dolu sözleri üzerine hemen üzerine uzandım. Kollarını sırtıma atarken dudaklarımız kenetlendi.

Hanife ve Numan Bey de ateşli bir öpüşmenin kollarına bırakmışlardı kendilerini. Karımın yabancı bir erkekle böyle istekli sevişmesini görmek tuhaf ve üzüntü vericiydi, ama Meliha Hanımın varlığı bu üzüntüyü gideriyordu. Dudaklarımı emiyor, dilimi vakumluyordu. Şişkin memeleri göğsümün altında yassılaşmıştı, zaman zaman dudaklarını bırakıp memelerini emiyordum, sağ elimi kalçasına attım. Onu uzun uzun okşarken üzerinden yana kayıp amını parmaklamaya başladım. Derin bir hırıltı çıktı ıslak dudaklarının arasından. Bu sırada Numan Bey Hanife’nin bacaklarını havaya kaldırmış yarağını amına sokmak için sabırsızlanıyordu.

Orta parmağım Meliha Hanımın amının yakıcı sıcaklığının içine girip kaybolurken inilti sırası Hanife’ye gelmişti. Numan Beyin yarağı amına girerken biraz da rol yaparak abartılı bir şekilde inlemeye başladı. Numan Bey ellerini yatağa bastırdı, şınav çekme pozisyonuna gelmişti. Götünü kaldırıp indirmeye başladığında Hanife’den yoğun bir, “Ahhh!” sesi çıktı. Havaya dikili bacaklarını yana pergel gibi açtığında sağ ayağı kafama çarptı. Sanki bilerek bize nazire olsun diye yapıyordu bunu. Ayağını geri itip, “Çek şu ayağını!” dedim sinirle. Yan gözle bakıp utanmaz gülümsemesi eşliğinde beni kıskandırmaya çalışarak, “Vurr, ahhh, ımmm, vurrr, dibine dibine, ahhh, ayyy!” demeye başladı bu sefer.

Bunlar olurken orta parmağımdan hariç yüzük parmağımı da Meliha Hanımın amına sokmuştum. O ise boynumun etlerini emiyor, tıraşlı yanaklarımı ıslak diliyle yalıyor, dilimi ve dudaklarımı vakumluyordu. Numan Beyin Hanife’nin sözlerinden sonra hareketleri hızlanmıştı. Karyola şiddetle sarsılıyor, sallanıyordu. Numan Bey Hanife’nin amına tüm gücüyle pompalıyordu. Yoğun ve tok ‘Şop, şop, şop!’ sesleri kulaklarımızda ve odada yankılanmaya başlamıştı.

Hanife’nin abartılı iniltileri devam ederken, Meliha Hanım sanki Hanife’den geri kalmak istemiyor gibi, “Hadi sik artık!” dedi. Oysa biraz daha devam edip onu daha da azdırmak niyetindeydim. O böyle söyleyince, “Tamam.” dedim sakince ve doğrulup ayırdığı bacaklarının arasına girdim. Yarağımın kafasını amının terli ve etli dudaklarına sürttükten sonra yavaş yavaş sokmaya başladım. Bir yandan da üzerine uzanıyordum. Elleri çıplak sırtımda geziniyor, boynumu ve yanaklarımı öpüyordu. Numan Beyin güçlü abanmalarına karşılık ben ağırdan alıp yavaş yavaş sikme taraftarıydım. Amında gidip gelmeye başladığımda Meliha Hanım Hanife’nin sesini bastıran yoğun bir inilti çıkardı. Gözlerini kapatmış, başını geriye atmıştı. Sanki gerdek gecesindeki taze bir gelin gibiydi. İki kadının yan yana birbirlerini kıskandırma yarışına girdikleri ortadaydı.

Numan Bey acelesi varmış gibi tüm gücüyle ve büyük bir hızla sikiyordu Hanife’yi. Hanife’nin ayak tabanları tavana bakıyor, kalçaları titriyor, bacakları havada yaylanıyordu. Gözleri kapalı haldeydi. Şimdi çıkardığı seslerden numara yapmadığını anladım, gerçekten zevk alır olmuştu. Numan Beyin amında gidip gelen yarağı ve güçlü darbeleri karımı zevke getirmişti.

Numan Bey karımı zevke getirirken, ben de onun karısını aynı şekilde zevklendiriyordum. İyice kayganlaşıp ıslanan amı yarağımı boydan boya rahatça alıyordu içine. Amının kızgın bir demir gibi etten duvarları yarağımı içinde gidip geldikçe yakıyordu. Meliha Hanım da tıpkı Hanife gibi gerçek zevkin kollarına bırakmıştı kendini. Kapalı gözlerini zaman zaman açıyor, dudaklarının arasından sıcak esintiler eşliğinde iniltiler çıkartıyor, başını geriye atıp duruyordu. Kollarıyla sıkıca sarmıştı beni, ama derken bacaklarını da devreye soktu. Sıkıca belime doladı bacaklarını. Dört bir yandan beni sarmalamıştı.

Hanife’nin şişkin memeleri Numan Beyin yarak darbeleriyle oynayıp duruyor sallanıyordu sürekli. Numan Bey ise deneyimli bir erkek olduğunu güçlü vuruşlarına rağmen kendini tutarak gösteriyordu. Ferforje karyola şiddetle sallanıyor, zangırdıyordu. Yatak başının duvara vuruşlarının çıkardığı ses büyük yatak odasından koca villanın içine yayılıyordu. Ama sonunda Numan Bey yoruldu. Bu kadar hareketten sonra kendini Hanife’nin kollarına bıraktı. Hanife onu sıkıca sardı kollarıyla, çıplak sırtına parmaklarını bastırırken, “Ben üste çıkayım!” demesini duydum.

Numan Bey bu söze karşın sessiz kaldı, ama Hanife’nin amından çıkarken yanımıza uzanıverdi hemen. Hanife’nin kasıkları kıpkırmızı olmuştu. Numan Bey yanımıza uzanırken yarağını kökünden tutmuş sallıyordu. Hanife üste çıkmadan evvel sırtımı okşadı, ardından götüme sert bir şaplak attı. ‘Ne yapıyorsun?’ gibilerden baktım ama oralı olmadı hiç. Yatağın üstüne çıktı, ayaklarını Numan Beyin kalçalarının yanından yatağa bastırdı ve işer gibi çömeldi. Zaman zaman sikişmelerimizde üste çıktığı oluyordu, şimdi bunu Numan Bey için yapacaktı. Kavradığı yarağı bir çırpıda soktu amına, hemen ardından da dizlerini yatağa bastırdı. Numan Beyin yarağı amında kaybolmuşken ellerini onun göğsüne atıp öne doğru eğildi biraz. Sonra da belini ve götünü oynatmaya başladı. Yarağı amında hapsetmiş haldeydi.

Hanife’nin bu hareketli haline karşın Meliha Hanım gayet sakindi halen. Yarağımın amında gidiş gelişlerinin verdiği zevkle yetiniyordu. Ben de onun gibi memnundum. Bu arada Numan Bey Hanife’nin sallanıp duran memelerini okşuyor, başını kaldırıp uçlarını emmeye çalışıyordu. Ellerini ara sıra götüne atıp yanaklarını sıkıyor ve tokatlar atıyordu. Meliha Hanım ile durgun giden sikişimiz aldığım zevkin etkisiyle canlanmaya başladı. Şimdi daha güçlü abanıp sikiyordum. Tüm vücudu sarsılıyor, dalgalı bir deniz gibi oynuyordu. Özellikle büyük memelerinin sallanışları zevkimi katlıyordu. Eğilip etli uçlarını emmeye başladığımda Meliha Hanımın bacakları bir mengene gibi sıktı beni. Ağzımı dolduran memelerini bütünüyle yutmak istiyordum. Altta da hızlı halde sikmeye devam ediyordum.

Bu halim hemen yanımdaki Numan Beyin hoşuna gitmişti ki, “Aferin Tahsin çok güzel sikiyorsun karımı, devam et böyle!” demesiyle biraz daha canlandım. Meliha Hanım belime doladığı bacaklarını çözdü, onları yavaşça havaya kaldırırken, Hanife dik bir hale gelmiş belini bir yılan gibi oynatır haldeydi. Numan Beyin yarağını amında hapsetmiş, içinde çeviriyordu. Onların sikişi durgun bir hal almışken bizimki canlanıp hareketlenmişti şimdi. Ellerimi yatağa bastırıp Meliha Hanımın amına birkaç sefer tüm gücümle pompaladım. Kuvvetli ve tok ‘Şop, şop, şop!’ sesleri yatak odasının duvarlarına çarpa çarpa yayılırken, Numan Bey, “Aferin, işte böyle, kökle iyice orospunun amına, kökle dibine kadar!” diye adeta kükreyen bir sesle coşuverdi.

Meliha Hanım da bu halin zevkiyle artık uçuşa geçmiş haldeydi. “Sikkk, ohhh, çok güzell, ımmm, ahhhh!” sesleri aralık dudaklarından istemsizce çıkarken gözlerini kısarak bana bakıyordu. Kendimi kontrol etmeye çalışıyordum, ama biraz daha bu şekilde köklersem erkenden boşalacağımı biliyordum. O nedenle amından çıktım yavaşça. Yarağım boydan boya ıslak, yapış yapış olmuştu. Önümde sallanırken bir anda Hanife’nin sol eli yarağımı kaptı. Şimdi Numan Beyin üstünde oynamaya devam ederken yarağıma da sanki 31 çektiriyordu. Sağ eliyle ise Numan Beyin kalçasından destek alıyordu. Numan Bey Hanife’nin bu hareketinden çok memnun olmuş gibi, “Nasıl Hanife, bir değil de iki yarak daha mı hoşuna gitti?” deyince Hanife gözleri kapalı halde, “Heee, gitti valla!” dedi hırıltılı bir sesle. Bu anda yarağımı koparacakmış gibi çekiyordu.

Meliha Hanım sanki yorulmuş gibiydi, bir süre o şekilde kalmışken birden canlandı. “Üste çıkmak istiyorum!” dedi tıpkı Hanife gibi. O zaman Hanife yarağımı bıraktı, kendini Numan Beyin kollarına bırakırken, Numan Bey uzatmış olduğu bacaklarını kendine çekerek alttan pompalamaya başladı Hanife’nin amına. Yatağa uzanma sırası bana gelmişti. Numan Bey gibi uzandım, başımın altındaki yastığı düzelttim. Meliha Hanım yataktan kalkmış, ayaktaydı.

Yeniden yatağın üstüne çıkacak sanırken kavradığı ıslak yarağımı aldı ağzına. Amının sıvıları ile ıslanmış olmasına aldırmadan yoğun bir saksoya girişti. Başını kaldırıp indirerek yarağımı dibine kadar, boğazının derinliklerine alıyordu. Yavaş yavaş ama yoğun bir şekilde kıvama gelmişti Meliha Hanım. Hanife gibi tez canlı değildi. Kısa ama yoğun saksosu beni yeniden canlandırdı.

Ardından da yatağın üstüne Hanife’nin aksine sırtı bana dönük olacak şekilde çıktı. Yavaşça işer gibi çömelirken yarağımı tutuyordu. Ayrık duran amına bir çırpıda sokuverdikten sonra dizlerini bacaklarımın yanından yatağa dayadı. Sırtı ve dolgun götü benden taraftı. Ellerini bacaklarıma atmışken götünü ve kalçalarını oynatmaya, belini kavisli hareketlerle sallamaya başladı. Beyaz ve biçimli büyük götünün yanakları sıkılaşıp gevşiyordu her seferinde.

Ellerimi götüne attım. Dolgun yanaklarını avuçladım. Pürüzsüz, temiz teninde gezinen ellerimin altında götünün yuvarlaklığını hissettim. Sonrasında her iki başparmağımla götünün yanaklarını ayırdım. Işığın altında terden ışıl ışıl parıldayan temiz ve kılsız göt deliğini görmek birden coşturdu beni. Onu götünden de sikmek istiyordum. Hızlı hareketlerle göt yanaklarını avuçlayıp sıktım, ayırıp durdum.

Meliha Hanımın uzmanlığı Hanife’nin canını sıkmış gibiydi. Birden o da coşup hareketlendi. Numan Beyin üzerinde adeta zıplıyordu. Numan Bey pompalamayı bırakmış, bu işi Hanife devralmıştı. Saçları dalgalanırken memeleri havada daireler çizer gibi sallanıp duruyordu. Numan Bey onları zapt etmekte güçlük çeker olmuştu. Her iki kadının yüzleri zıt tarafa bakarken verdikleri ve aldıkları zevk aynıydı. Numan Bey de, ben de çok muyluyduk. Karılarımızın yaşattığı zevkten dolayı keyfimiz yerindeydi.

Derken hem Hanife’nin, hem de Meliha Hanımın iniltileri eşzamanlı olarak artmaya, çoğalmaya başladı. Boşalmanın eşiğindeydiler. Bu sırada Numan Beyden hırıltılı inlemeler, öğürmeye benzer sesler gelmeye başladı. O da boşalmaya adım adım yaklaşıyordu. Ben de kendimi ne kadar kontrol etmeye çalışsam da onlar gibi boşalmanın yamacındaydım artık. Derken sanki sihirli bir değnek her birimize dokunmuş gibi dördümüz birden aynı anda boşalmaya başladık. Her birimizin ağzından anlamsız sesler, sözcükler çıkıyor, iniltilerimiz birbirine karışıyordu. Dördümüzün de aldığı zevk tepeden aşağı büyüyerek yuvarlanan kartopu gibi gittikçe büyümüştü.

Saniyelerin sonunda derin bir sessizlik kapladı odayı. Sıcak nefeslerimizin seslerini duyuyorduk sadece. Hanife Numan Beyin üzerine uzanmıştı. Meliha Hanım ise dizlerimin altından tutuyordu. Ağır bir külçe gibi hareketsiz görünüyordu. Terden ıslanan sırtını, belini ve götünü okşadım bir süre. Numan Bey ise Hanife’nin yanaklarını öpüyordu.

Meliha Hanım ağır hareketlerle kalktı üzerimden. Akan döllerim ve amının zevk sıvıları yarağımın üzerinde kalın bir katman oluşturmuştu. Meliha Hanım bizden yana döndü, yüzü kızarmış ve terlemişti. Saçlarını arkaya atıp gülümserken, Numan Bey, “Hoşuna gitti mi aşkım?” diye sordu karısına. Meliha Hanımın konuşmaya mecali yok gibiydi. Bir süre duraksadıktan sonra, “Çok, böyle bir şey görmedim ben!” dedi. Sonra da, “Çişim geldi!” diyerek ebeveyn banyosuna geçti.

Numan Bey sağ elini göğsüme koyup, “Aferin ikinize de, karım da ben de çok memnun kaldık!” dedi. Birkaç saniyelik sessizliğin ardındansa, “Ne dersin Tahsin ikinci bir posta için kendini hazır hissediyor musun?” diye sordu. Ben cevap veremeden Hanife de kalkıp doğruldu. Numan Beyin yarağı da benimki gibi ıslak ve yapış yapıştı. Kendimi boşalmış olsam da halen zinde ve hazır hissediyordum. Ama Hanife’nin de ne diyeceğini merak ediyordum. Cevap vermeden önce Hanife’ye onun anlayacağı şekilde soru sorar gibi baktım.

Olumlu bir baş işareti ile cevap verdikten sonra, “Olur, benim için sıkıntı yok!” dediğimde Numan Bey, “Aferin, şimdi seni daha çok sevdim!” dedi gülümseyerek. Ardından da, “Ama bu sefer ikili değil üçlü yapacağız!” dediğinde benden önce Hanife atılıp, “O ne demek?” diye sordu. Numan Bey soruyu cevaplamadan önce ağır ağır doğrulup kalktı yataktan. Hanife’nin yanına gidip yanağını okşadıktan sonra bana bakıp, “Şimdi yaptığımız ikiliydi, yani bir erkekle bir kadın. Ama şimdi üçlü olacak, yani bir kadınla iki erkek. Birimiz amdan girerken diğerimiz götten girecek. Hanife ile Meliha sırayla yer değiştirecek!” dedi.

O an Hanife’nin yüzünden bir korku bulutu geçti sanki. Şaşkındı, ben de öyleydim. Numan Bey Hanife’nin hissettiklerini anlamış gibiydi. “Merak etme güzelim, çok hoşuna gidecek. Daha önce koridorda yaptık ya, götüne plastik yarağı almıştın, amından da benimkini. Şimdi plastik yarağın yerini gerçek bir yarak alacak hepsi bu!” dedikten sonra karısının gittiği ebeveyn banyosuna gidip kapıyı kapattı.

Hanife, “Nasıl iş bu Tahsin, korkuyorum ben!” dediğinde, “Korkma be, ne korkuyorsun. Sanki daha önce götten yemedin!” dedim. Son olarak ben de yataktan kalkıp ikili koltuğa oturdum. Hanife korkusunu üstünden atamamıştı. Sözlerim de onu rahatlatmışa benzemiyordu. “Ben plastik yarağı aldım götüme, ama o şöyle incecikti. Sizinkiler kalın, hem amdan hem götten nasıl olacak, götüm yırtılmasın sonra!” dedi şaşkınca yüzüme bakarken. “Ne yırtılması kız, kağıt mı bu? Korkma. Eğer olmaz dersen evden atılırız belki de, ona göre karar ver!” dediğimde yüzündeki korkulu ifade daha da belirgin hale geldi. “Tövbe de, bu işi bulmuşum, bırakmaya da hiç niyetim yok. Amdan götten neremden isterseniz sikin beni!” dedi tepkiyle. Ardından yanıma gelip oturdu.

Ebeveyn banyosundaki duşun sesini duyuyorduk. Hanife elimi tutup, “O kadın zevk verdi mi sana?” diye sordu. “Sen almadın mı, öküz gibi inliyordun!” diyerek cevap verdiğimde, “Benimki başka, sen zevk aldın mı almadın mı?” diye sordu yine. “Öf Hanife insanı deli edersin sen, almadım merak etme, almadım!” diyerek yalan söyledim. Bariz bir yalandı, ama o an için Hanife’yi kandırmaya yetmişti. Başımı göğsüme koydu, birkaç dakika o halde kaldık.

Derken banyonun kapısı açıldı. Sıcak buharın arasından Meliha Hanım beyaz bir bornoza sarınmış halde çıktı, onun peşinden Numan Bey çıplak bir halde geldi yanımıza. Sıcak suyun etkisiyle iyice pörsümüş ve küçülmüştü yarağı. “Hadi siz de gidin yıkanın, acelemiz yok nasılsa!” dedi Numan Bey. Sözleri üzerine çekinerek büyük banyoya geçtik. Sırayla çişimizi yaptıktan sonra jakuzili küvetin karşısında duran iki kişinin sığabileceği duşa kabine girdik karı koca. Tazyikli sıcak suyun altında güzelce yıkandık birlikte. Kurulandıktan sonra çıplak halde odaya geçtik.

Meliha Hanım bornozlu haldeydi yine, ikili koltukta oturuyorlardı. Numan Bey Meliha Hanıma dönerek, “Tahsin ve Hanife sağ olsun teklifimi kabul ettiler. Şimdi üçlü yapacağız. Gerçi sen pek taraftar değilsin bu işe, ama onların bu tecrübeyi yaşamalarını esirgemek doğru olmaz!” dedi. Meliha Hanım Hanife ve bana imalı imalı baktı, ama ses etmedi.

Şimdi sıra üçlü sikişmeye gelmişti. Ama öncesinde Numan Bey’in önerisiyle bir şeyler atıştırıp enerji kazanmak için mutfağa indik…